İstatistiklere göre dünya sanat tarihinin en tanınmış ilk beş isminden biri Vincent Van Gogh… Yarattığı şaheserlerle bugün tüm dünya, onu biliyor ve geride bıraktığı eserlere halen çok yoğun ilgi gösteriyor. Yaşamı boyunca yaklaşık 2 bin 100’e varan sayıda sanat eseri üreten ressam, çok bilinmese de hayatı süresince çok büyük sıkıntılar çekmiş. Hemington Blog okurları için Vincent Van Gogh’un hayatından az bilinen ilginç kesitleri derledik.
İsmini ölen abisinden alır
İsmini doğumundan kısa bir süre sonra ölen abisinin isminden alır. Küçük yaşlarında din adamı olmak ister. Bunda babasının tutucu bir din adamı olmasının rolü büyüktür. Bulunduğu topluma duyarlı bir isimdir ve açlık, sefillik içinde olan halk için ne yapabileceği ile ilgili sıklıkla düşünmektedir.
Resim yapmaya 30 yaşında başlar
Van Gogh’un bilinmeyenleri arasında resim yapmaya geç başlaması önde geliyor. Bir süre din adamlığı yapan sanatçı, ilk defa 30’lu yaşlarında eline fırça alır. İlk çizdiği resimlerden de ne denli bir dahi olduğu anlaşılmaktadır. Fakat yaşadığı dönemde maalesef şu anda gördüğü saygı ve itibarın çok altında tepkilerle karşılaşır. Hayatına devam ettiği süre boyunca bu denli ünlü olacağını kendisinin dahi tahmin bile edemediği bir noktadır.
Hastanede geçen yıllar
Van Gogh, epilepsi hastaydı. Yaşamının büyük çoğunluğunda sıkça hastanede yattı. Tüm bunlar bir yana iş ve özel hayatındaki başarısızlıklar onu daha da kötü bir psikolojiye itti. Bu buhranda, renkli boyaları öylesine takıntı haline getirmiş ki, yemeğine renk katmak istediği için boya yediği bile olmuş. Fakat bu dönemde ciddi psikolojik sorunlarıyla da baş etmeyi başarmış. Resimleri ne kadar renklendiyse, ruhu giderek kararmaya başladığı dönemler denilebilir.
Kulağını neden kesti?
Van Gogh hakkında bilinmeyenlerden birisi de neden kulağını kestiği olabilir. Gouguin ile tartıştığı bir gece geçirdiği kriz sonrası bir jiletle kulağını keser. Yaşadığı bu olay sonrasında kendi isteği ile yakınlardaki bir akıl hastanesine yatar. Ömrünün son yıllarını bu akıl hastanesinde ve resimlerine konu ettiği ayçiçeği ve başak tarlalarında geçirir. Bu döneminde sarı rengi öylesine mükemmel kullanır ki, “Van Gogh sarısı” denen rengi keşfeder.
Yaşadığı tüm sıkıntılar ve buhranlar sonrası hayatının sonuna geldiğini hisseden sanatçı 27 Temmuz 1890 günü resim yapmak için gittiği bir tarlada karnına bir kurşun sıkar ve iki gün sonra kardeşi Theo’nun yanında hayata gözlerini yumar.