Dünya sinema tarihinde Martin Scorsese olmak!
Sinema tarihindeki bazı filmler unutulmazdır. İzleyicinin her biri için bu filmler ayrı duygulara, anılara, düşüncelere işaret eder. Bazen filmin adını hatırlarız, bazen başrol oyuncusunu ama yönetmeni ile anılan az sayıda film vardır. Yönetmenin isminin filmin nasıl olduğuna dair ipucu vermesi bir yönetmenlik başarısıdır. Taxi Driver, Goodfellas, Hugo, The Aviator, Casino, Köstebek, Raging Bull gibi filmler Martin Scorsese ismi anılmadan atlanabilecek yapıtlar değil. Her biri sinema tarihi içinde büyük öneme sahip. Dünya sinema tarihinde Martin Scorsese olmak ise işte bu detaylardan geçiyor.
Okullu yönetmenler kuşağı
1942 New York doğumlu Martin Scorsese, İtalyan-Amerikan bir ailede büyümüş. Çocuk yaşlarında astım hastalığıyla uğraşan Scorsese, 1960 yılında Amerikan Yeni Dalga sinema akımının önemli temsilcilerinden biri olacağından habersiz sinema okuluna başlamış. Sinema okurken kültürel farklılıklara olan ilgisi nedeniyle bir antropolog gibi çalışmaya başlamış. 1960’ların okullu yönetmenler kuşağından olan Martin Scorsese’nin dışavurumcu ve kişisel sinemasında hem klasik Hollywood’un hem de Avrupa sinemasının etkilerini görmek mümkün. Eşsiz kamera kullanma tekniğiScorsese’yi Scorsese yapan en büyük sebeplerden biri ise kendine has bir şekilde kullandığı kamera hareketleri… Filmdeki ritim, görüntülerin donması, ustalıkla kullanılan dış sesler, karakterlerin ilginç iç dünyaları yönetmenin alameti farikaları arasında. Müzik ise yine yönetmenin vazgeçilmezlerinden biri… Müzik diğer filmlerdeki gibi görüntü eksiğini kapatan bir araç değil, filmin ayrılmaz bir bütünü gibi kullanılıyor Scorsese filmlerinde. Özetle, Scorsese hem yönetmenlik hem de kurgu alanında sinema tekniklerinin büyük bir öncüsüdür denilebilir.
Martin Scorsese filmlerinin çoğunda, sekanslara sesli anlatımla eşlik edecek ve bu da onları biraz daha sağlam kılacak bir kurgu yöntemi kullanıyor. Sinematik tekniklerin biçimci kullanımını olay örgüsüne, karakterlere, diyaloğa ve şiddete gerçekçi yaklaşımıyla dokumasına yardımcı oluyor.
Akademi’den yedi adaylık bir ödül
Birçok filminde Robert De Niro, Harvey Keitel, Joe Pesci gibi isimlerle çalışan Scorsese; Shutter Island, Gangs of New York, The Aviator gibi filmlerinde Leonardo Di Caprio ile çalıştı. Michael Jackson’ın Bad şarkısının klibine de imza atan yönetmen, şu ana kadar yedi defa En İyi Yönetmen Oscar’ına aday olup 2020 yılında The Departed filmiyle bu ödülü evine götürmüştü. Yönetmenin Roosevelt adlı çalışması ise şu sıralar halen yapım aşamasında.