Quentin Tarantino, 1992’de Rezervuar Köpekleri adlı filmiyle sahneye çıktığından beri Amerika’nın en kötü şöhretli ve “bölücü” film yapımcılarından da biri oldu. Tarantino, kendine has ve esrarengiz bilgi kuyusundan yola çıkarak; bir senaristten bir yönetmene, belli bir “sese” ve üsluba sahip bir yönetmene dönüştü. Bazıları Tarantino’nun filmlerini şaka ve salt şiddetten başka bir şey olarak görmese de, filmlerinin üstün bir zeka barındırdığı konusunda herkes hemfikir. Quentin Tarantino ardında bıraktığı dağ gibi kariyeri boyunca çok sayıda kült filmi izleyicilerle buluşturdu. Amerikan sinemasında çok önemli bir yeri olan Tarantino’nun en önemli 10 filmini Hemington Blog okurlarımız için listeledik.
Jackie Brown (1998)
Amerika’nın en kötü havayollarından birinde hava hostesi olan Jackie Brown’ın emekliliği giderek yaklaşmaktadır. Brown ayın sonunu getirebilmek için silah kaçakçısı Ordell için çalışmaktadır. Polis durumdan haberdardır. Ordell de polisin haberdar olduğundan ve dolayısıyla Jackie’nin hayatının bıçak sırtında olduğundan haberdardır. Olaylar ortaya çıktığında Jackie ve Ordell’ın cephelerine yeni yardımcılar katılır ve herkes yarım milyon doların peşine düşer. Jackie Brown’ı özel yapan şey, yönetmenin filmi bir romantizm olarak kurgulaması; elbette filmde hala biraz şiddet var.
Soysuzlar Çetesi (2009)
Avrupa’nın bir köşesinde Teğmen Aldo Raine (Brad Pitt), Yahudi askerler tarafından kurulan bir grubu düşmana karşı misilleme yapma amacıyla organize etmektedir. Düşmanları tarafından “Basterds” yakıştırmasıyla bilinen Raine’ın grubu, Nazi Almanyası’nın önde gidenlerine zarar verme misyonunu üstlenmiştir. Bu amaçla, Alman sinema oyuncusu ve gizli ajan Bridget Von Hammersmark (Diane Kruger) ile iş birliği yaparlar. Shasoanna’nın kendi intikamını alma planlarını yaptığı bir sinema salonunun çatısı altında hepsinin kaderleri kesişecektir.
Pulp Fiction (1994)
Honey Bunny ve Pumpkin, hayatlarına biraz hareket katmak isteyen genç ve birbirlerine aşık bir çift soyguncudur. Bu arada iki işi iyi bilen gangster Vincent Vega ve Jules, günlük işlerinden biri olarak patronlarına ödemeyi geciktiren birkaç sahtekar genci vurmaya giderler. Vincent patronun genç ve güzel karısına bebek bakıcılığı yapmakla da görevlendirilirken ortağı suç yaşamına son vermeye karar verir. Cesur bir boksör ise para karşılığı hile yapmayı redderek şehirden kaçar. Kader bu aykırı tipleri mutheşem bir raslantı sonucu bir araya getirecektir. Tarantino’nun ‘imza’ filmlerinin başında geliyor.
Rezervuar Köpekleri (1992)
Film, Tarantino’ya özgü bir soygun hikayesini konu alıyor. Büyük bir hırsızlık için bir araya gelen ekip, birbirlerinin isimlerini bile bilmeyen birkaç hırsızdan oluşuyor. Soygunda yaşanan bir aksaklık nedeniyle kan gölüne dönen atmosferde polisten kaçmaya çalışan hırsızlar, aralarında bir polis casusunun olduğunu öğreniyorlar ve bu kanlı mücadele fiziksel şiddeti de giderek artan arttıran psikolojik bir savaşa dönüşüyor. Büyük bir kısmı tek bir mekanda geçen klostrofobik filmin oyuncu kadrosu, Harvey Keitel, Tim Roth, Freddy Newandyke, Michael Madsen ve Quentin Tarantino gibi önemli isimlerden oluşuyor.
Django Unchained (2013)
Film, köle Django’nun Alman asıllı ödül avcısı Dr. King Schultz ile yolunun kesişmesiyle başlıyor. Django, eski efendisini ölü ya da diri ele geçirmek isteyen Schultz ile anlaşmaya varır ve özgürlüğü karşısında Brittle kardeşleri kendisine getirme sözü verir. Görev başarıyla tamamlanır ama ikilinin yolları ayrılmaz Schultz ve Django beraber Güney’in en çok aranan suçlularının peşine düşerler. Avlanma hünerini her geçen gün geliştiren Django’nun artık tek bir hedefi vardır; köle ticareti yüzünden kaybettiği eşi Broomhilda’yı bulmak ve onu kurtarmak… Bu hedef onları kötü şöhretli Candyland çiftliğine ve çiftliğin sahibi olan Calvin Candie’ye götürecektir.
Once Upon A Time in Hollywood (2019)
Hippi yükselişinin yaşandığı 1969 yılında geçen Once Upon a Time in Hollywood’da, Western filmlerinin yıldızı Rick Dalton ve dublörü Cliff Booth artık tanımadıkları bir şehirde iş yapmaya çalışmaktadırlar. Dalton’un ünlü komşusu Sharon Tate, Charles Manson ve yandaşlarının işleyeceği korkunç bir suçun kurbanı olurken komşuları olan Dalton ve Booth’un yolları hiç beklemedikleri bir şekilde bu hikayeyle kesişecektir. Ünlü yönetmen Roman Polanski’nin eşi olan Sharon Tate, öldürüldüğü tarihte 8 buçuk aylık hamileydi.
Kill Bill I-II (2003-2004)
Quention Tarantino’nun kendisinin yazıp yönettiği, dövüş sporlarına odaklanan filmler yönetmenin en sevilen yapımlarından. Tarantino’nun altı ay arayla vizyona soktuğu filmin başrolünde Uma Thurman yer alıyor. ‘Gelin’ (The Bride) takma adıyla bilinen kiralık katil, düğünü sırasında saldırıya uğrar. Kilisedeki herkes öldürülür. O da karnındaki bebeğini düşürür ama hayatta kalmayı başarır. Beş yıl boyunca komada kalan Gelin, bir mucize eseri hayata geri döner. Artık tek amacı vardır: Ona pusu kuran eski patronu Bill ve adamlarını teker teker öldürmek. Bill’i en son öldürecektir. Gelin intikamını almak için yola koyulur.
Death Proof (2007)
Senaryosunu Tarantino’nun yazdığı ve yönettiği filmde kendisinin de ufak bir rolü var. Filmde; psikopat bir dublörün filmlerde kullandığı güçlendirilmiş ‘ölüm geçirmez’ arabası ile hedef aldığı kadınları öldürmesi anlatılmaktadır. Film özellikle 1970’li yılların slasher filmleri ve seri katil filmlerine Tarantino’nun bir saygı duruşu niteliğinde…
The Hateful Eight (2015)
İç savaşın üzerinden bir miktar zaman geçmiştir. Kar fırtınasının vurduğu buz gibi Wyoming kışında bir ödül avcısı, canlı yakaladığı kanun kaçağıyla birlikte bir mola yerine sığınır. Ancak burada birbirinden değişik karakterlerle yolları kesişir. Bu sekiz kişi arasındaki bazı gizli bağlar, hayatta kalmalarını zorlaştıracaktır. Ödül avcıları arasındaki ihanetleri ve intikamı da gözler önüne seren film, 2016 yılında vizyona girmişti.
Günbatımından Şafağa (1996)
Quentin Tarantino’nun senaristliğini yaptığı filmde Gecko biraderler, rüzgarı arkalarına alıp Meksika’nın özgür ortamına doğru bir yolculuğa çıkarlar. Texas’ta sıkı bir soygun yaptıklarından dolayı ne olur ne olmaz diye bir rahip ve ailesini de yanlarında rehin olarak bulundururlar. Buluşma için bir Meksika barının kapısını aşındırdıklarında başlarına geleceklerden habersizdirler. Mekan kesinlikle vampirlerin içeri alınmadığı barlardan değildir.