Fransız ressam Monet, Empresyonist tarzın başlatıcısı, lideri ve sarsılmaz savunucusu olarak ün kazandı. Çalışmalarında ayrıntılı olarak incelendiği gibi bir manzarayı aslına uygun olarak yeniden üretmeye çalışmak yerine bu manzaranın o andaki anlık görüntüsünün ona verdiği izlenimi çizmeyi tercih etti. İşte bu sayede modern resim tarihinde bir devrim yarattı.
Özgür bir ruh olarak doğdu
Tam adıyla Claude Oscar Monet 1840’da, Fransa’nın başkenti Paris’te bakkal bir baba ile şarkıcı bir annenin oğlu olarak dünyaya gelir. Monet bir röportajında “Benim çocukluğum özünde özgürlükle geçti. Disiplinsiz doğdum. Kimse beni kurallara uymaya zorlayamazdı” diyerek nasıl radikal bir ressam olacağının ipuçlarını verir.
Her ne kadar babası oğlunun kendi gibi bakkal olmasını istese de Monet düzensiz ama özgür ruhlu yaşam tarzını sürdürmekte inat eder. Resme ilgisi küçük yaşlarda başlayan Monet temel eğitimini alırken ders kitaplarının kenarlarını süsler. Bu sayede bir dizi dikkat dağıtıcı şeyi aynı anda yapma yetisini kazandığını anlatan Monet biraz daha büyüyünce fantastik portreler çizmeye başlar. Henüz 15 yaşındayken kasabası Le Havre’da karikatürist olarak tanınır hale gelir. Harçlığını az bulduğu için sipariş üzerine karikatürler çizerek para kazanır. Monet, 16 yaşındayken Le Havre’da hayatında kritik bir rol oynayan bir adamla, ressam Eugene Boudin’le tanışır. Çok geçmeden ikisi ömür boyu sürecek bir ilişki kurar. Boudin’in ısrarıyla gittiği Paris’teki resmi eğitimi Monet’yi hayal kırıklığına uğratır. Üniversite hayatını hapishane hayatıyla bir tuttuğunu söyler. Temiz havada eğlenmek, kırlarda koşmak, denizde yüzmek varken okulda vakit geçirmeyi benimseyemez. Bir yandan Parisli sanatçılarla tanışıp onlara akıl danışır. 20 yaşına geldiğindeyse askeriyeye katılmak zorunda kalır. Cezayir’de bir tugaya gönderilir. Orada geçen iki yılını “büyüleyiciydi” diye tanımlayan Monet tifo olup evine geri döndüğünde nekahet dönemini Cezayir’de zihnine kazıdığı ışık ve renkleri kullanıp manzara çizerek geçirir. Bu dönem izlenimciliğin temel taşlarını dizmeye başladığı dönemdir. Boudin ve pek çok ressamla resim çizmek için deniz gezilerine, köylere, orman ziyaretlerine gider.
Monet’nin en ünlü eserleri
1870’te çizdiği en ünlü eseri; İzlemin: Gün Doğumu adlı tablosu empresyonizmin simgelerinden biri, Monet de akımın öncüsü olur. Saint-Adresse’deki Plaj, Nilüferler, Saksağan, Gezinti, Seine’de Sabah, Japon Köprüsü, Bahçedeki Çukur, Resimlerindeki Kırmızılar, Savoy Hotel’deki Monet Odası ressamın ünlü diğer eserleri arasındadır.
Claude Monet’in diğer sanatçılar üzerindeki etkisi, Vincent van Gogh gibi yakın çağdaşlarından Pierre Bonnard ve Henri Matisse gibi ondan sonraki neslin sanatçılarına kadar geniş bir yelpazeye yayılır. Ondan etkilenen ressamlar onun taze paletini, konu seçimlerini ve spontane tarzını benimseyip ABD sanatına dahil eder.
“Gün doğumu” akım doğurdu
Empresyonizm bir akım olarak Monet’nin “İzlenim: Gün doğumu” tablosuyla doğar. Akım ismini şu an Paris’teki Museé Marmottan Monet’de sergilenen bu tablodan alır.
Empresyonizm nedir?
İzlenimcilik kendisinden önceki resim tekniklerini reddeden bir akımdır. Detaylı fırça hareketleri ve ışığı mükemmel resmetme olarak bilinen resim tekniğinde ilk kez siyah değil de renkli gölge kullanılmıştır. Küçük, ince ancak belirgin fırça darbeleriyle ışık zamanın geçişlerine göre resmedilir. Durağan konulara hareket de eklenir.
Monet’nin tablolarına baktığınızda doğayı, denizi, tarlaları, bahçeleri, çiçekleri, ağaçları onun gözünden, onda bıraktığı izlenimi muhteşem bir şekilde yansıtan ışık dengesiyle görebilirsiniz. Başta sanat çevreleri tarafından kabul edilmeyen bir stili mükemmelleştirmeyi kendine görev edinen Monet, 1926’da Giverny’de hayatını kaybedene kadar resim yapmaya devam ederek sadece bir akımın kurucusu değil çağının en üretken ressamlarından biri olur.