İstanbul, sekiz bin yıldır nice medeniyetin yaşadığı, dünyanın en zengin kültürüne sahip şehirlerinden biri. Asya ile Avrupa’nın buluştuğu bu bilge şehirde çıkacağınız kısa bir gezintiyle tarihe yolculuk etmeniz kaçınılmaz. Zaten İstanbul turistik cazibesini de yaşayan tarihi eserlerinden alıyor. Hemington Blog okurları için İstanbul’un görülmesi gereken efsane tarihi miraslarını derledik.
Hezarfen’in uçtuğu Galata Kulesi
Beyoğlu’ndaki Galata Kulesi ilk olarak Bizans İmparatoru Justinianos tarafından MS 507 – 508 yılında yaptırılmış. 1348 yılında ise Cenevizliler yeniden inşa etmiş. Dünyanın en eski kuleleri arasında sayılan Galata Kulesi, 2013’te UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi’ne dahil edildi. Uzun dönem yangın gözetleme kulesi olarak kullanıldı. 17. yüzyılda Hezarfen Ahmet Çelebi’nin uçuş denemeleri yaptığı, tahtadan yapılan kanatları sırtına bağlayarak gerçekleştirdiği uçuşunu Üsküdar’da tamamladığı kule aynı zamanda.
Aşıkların Kız Kulesi
Fırtınalı bir gecede, Leondros, kulede ışık yandığını görünce sevgilisi Hero’nun kendisini çağırdığını düşünür ve denize atlar. Oysaki bu kez ışığı yakan Hero değil, aşıkların her gece gizlice buluştuğunu anlayan bir başkasıdır ve ışığı söndürüverir. Leondros, boğazın dalgalarına gömülür; bunun acısına dayanamayan Hero ise kuleden atlayarak hayatına son verir. İşte bu efsaneye konu olan Salacak açıklarındaki minik bir adaya dikili Kız Kulesi’dir. Tarihi MÖ 24 yılına dek uzanan Kız Kulesi, boyunca savunma kalesi, sürgün istasyonu, hapishane, karantina odası, radyo istasyonu, vergi noktası ve deniz feneri olarak kullanılmıştır.
Ayasofya Cami ve Müzesi
Tarihi yarımadada yer alan Ayasofya-i Kebir Camii Şerifi, eski ismiyle Ayasofya Kilisesi Bizans İmparatoru I. Justinianus tarafından, 532-537 yılları arasında yaptırılmış. Ayasofya dünyanın en büyük dördüncü katedrali. Hem mimari hem de sanatsal açıdan döneminin çok ötesinde bir yapı. Eski Yunancada aya kutsal azize, sofya ise bilgelik anlamına gelir. Ayasofya’nın ibadete açıldığı gün İmparator Justinianos’un, “Tanrım bana böyle bir ibadet yeri yapabilme fırsatı sağladığın için şükürler olsun” dediği ve Kudüs’teki Hz. Süleyman Mabedi’ni kastederek “Ey Süleyman seni geçtim” diye bağırdığı rivayet ediliyor. İstanbul’un fethinden sonra cami olarak ibadete açılan ardından müze olan Ayasofya, şu an cami olarak yeniden ibadete açık durumda.
Aya Yorgi Manastırı
Büyükada’nın en yüksek tepesinde, halk arasında Aya Yorgi adı ile bilinen, Agios Georgios Rum Ortodoks Manastırı 1751’de yapılmış. 23 Nisan günleri kutlanan Aziz George Günü, dünyanın dört bir yanından gelen binlerce hacı -Müslüman Türkler ve diğer dinlere mensup insanlar da dahil olmak üzere- manastır yoluna koyulurlar. Pek çoğu, şafak ayinine katılmak üzere tepeyi yalınayak çıkar.
Mavi Çinileriyle Ünlü Sultanahmet Cami
Sultanahmet Camisi, Sultan I. Ahmet tarafından 17’nci yüzyılda Sedefkar Mehmet Ağa’ya yaptırılmış. Sedefkar aynı zamanda Mimar Sinan’ın yetiştirdiği öğrencilerden. Sultanahmet Cami’nin turistik adı ise Mavi Cami. (Blue Mosque). Adını duvarlarını süsleyen mavi renkli İznik çinilerinden alır. Caminin duvarlarında 21 bin 43 İznik Çinisi mevcut. Camiyle ilgili enteresan olan bir bilgi ise altı minareli olması. O dönem altı minareye sahip tek cami Kabe’de olduğundan Sultan Ahmet saygısızlık olmaması için Kabe’deki camiye yedinci minareyi ekletir.
Heybeliada Ruhban Okulu
Heybeliada’da bulunan okul binasının ana girişi neo-klasik ve neo-Bizans stillerinin bir birleşimidir. Salonun sonunda duvara açılmış bir oyukta, ahşap oyma iconostasis ve Heybeliada’da bulunan ve 1942’de Türk donanması tarafından alınmış olan Bakire Kamariotissa Bizans Kilisesi’nden getirilmiş ikonalar yer alır.
İstanbul’un Mistik Yüzü: Yerebatan Sarnıcı
Yerebatan Sarnıcı, Bizans İmparatoru I. Justinianus tarafından 527-565 yılları arasında sarayın ve bölgenin su ihtiyacını karşılamak için yaptırılmış. 9 bin 800 metrekareye yayılan sarnıç, her sırada 28’den 12 sütun dizisi olmak üzere toplam 336 sütundan oluşuyor. Bu sütunların arasında en görkemlileri Medusa başı ile Ağlayan Sütun.
Mimar Sinan’ın eseri Süleymaniye Camisi
Mimar Sinan’ın kalfalık eseri olan Süleymaniye Camisi, Kanuni Sultan Süleyman’ın emriyle 1551-1558 yılları arasında yapılmış. Tarihi yarımadanın Haliç, Marmara, Topkapı Sarayı ve Boğaziçi’ni gören ortadaki en yüksek tepesinde bulunuyor. İkisi üç şerefeli, ikisi de iki şerefeli olmak üzere dört minareye sahip olan caminin kubbesi 53 metre yüksekliğinde… Mihrabın önündeki türbe Kanuni Sultan Süleyman’a, yanındaki türbe de eşi Hürrem Sultan’a aittir.
Bu yazımızda ilginizi çekebilir: Türkiye’de Kışın Gezilecek Tatil Yerleri