Gözünü kapat ve kendini dünyadaki cennet adalardan biri olan Sri Lanka’ da hayal et: beyaz kumsallar, dev yapraklı muz ağaçları, rengarenk Hindu tapınakları, okyanus dalgalarında sörf yapanlar, bol baharatlı yemekler, lezzetli tropikal meyveler, güler yüzlü bir halk, yemyeşil çay tarlaları, bir Budist tapınağından yükselen dua sesleri ve her yanı saran tütsü kokuları…
Sri Lanka’yı tanımak
Son yılların en popüler seyahat destinasyonlarından biri olan Sri Lanka Hindistan’ a 31 kilometre mesafede, Hint Okyanusu’nda bulunan bir ada ülkesi. Halkın büyük çoğunluğunu Budist Sinhaliler (%74) ve Hindu Tamiller (%18) oluşturuyor, geri kalanı da Müslüman ve Hristiyanlardan oluşuyor.
2009 yılında sona eren, Tamil Özgürlük Örgütü ve Sri Lanka devleti arasında süren iç savaşın bitişiyle birlikte ülke turizm açısından yeniden ön plana çıkmaya başlamış. Buranın neden bu kadar çok tercih edildiğini anlamak çok da zor değil. Doğal güzellikleri, tarihi dokusu, pozitif insanı ve muhteşem mutfağıyla baştan sona çok etkileyici bir ülke.
Ülkenin ismi 1972 yılına kadar Seylan iken bu tarihten sonra Sri Lanka olarak değiştirilmiş. Seylan (Ceylon) çayı tarlaları ülkenin özellikle iç bölgelerinde büyük bir alan kaplıyor ve çay halk için önemli bir geçim kaynağı. Bitki çaylarına ve değişik tatlardaki çayları denemeye düşkün kişiler için burada tadılacak ve hediye olarak alınacak çok fazla seçenek olduğunu söyleyebiliriz.
Ülke 1948 yılında bağımsızlığını kazanmadan önce Portekiz, Hollanda ve İngilizlerin sömürgesi olarak varlığını sürdürmüş. Zaman zaman karşımıza çıkan kolonyal tarzda mimari bize buranın bir zamanlar bir sömürge ülkesi olduğunu hissettiriyor. Mimari demişken yemyeşil bahçelerin içinde konumlandırılmış; önünde geniş verandaları olan mor, mavi, yeşil, sarı, pembe gibi canlı renklere boyanmış rengarenk köy evleri de insanda o evlerde yaşama isteği uyandırıyor.
Eğer doğaya ve özellikle de bitkilere karşı ilgin varsa Sri Lanka’nın flora ve faunasıyla seni çok etkileyecek bir cennet olduğunu söyleyebiliriz. Ülkenin dört bir yanı yemyeşil ve hatta balta girmemiş ormanlarla kaplı desek abartmış olmayız. Bir apartman uzunluğunda ağaçların olduğu ormanlardan, sahillerindeki palmiye ağaçlarına, kökleri kayaları sarmış dev ağaçlardan kaju, passion fruit gibi egzotik meyvelerin ağaçlarına varana kadar pek çok değişik bitki örtüsüne hemen her yerde rastlamak mümkün. Aynı şekilde yolda giderken karşına vahşi bir fil çıkması, kaldığın otelin çatısında komodo canavarının yaşaması ya da bir tapınağın bahçesinde hayatlarını sürdüren maymun gruplarıyla karşılaşman da son derece olağan.
Görülmesi gerekenler
Başkent Colombo, ülkenin ekonomisini anlamak, alışveriş yapmak ve şehir hayatını gözlemlemek açısından kısa süreli de olsa görülmeye değer. Ancak bize göre ülkenin tarihi ve doğal güzelliklerine daha çok vakit ayırılmalı.
Ülkenin iç kısmında yer alan Dambulla şehrindeki Mağara Tapınağı, mağaraların içinde konumlandırılmış beş ayrı tapınaktan oluşuyor ve hepsinin içinde çeşitli büyüklüklerde Buda heykelleri ve tavanlarında da döneme ait resimler bulunuyor. Binlerce yıl önce yapılmış bu tapınaklar loş ortamları, boy boy Buda heykelleri ve tütsü kokusuyla insanı çok etkileyen bir atmosfere sahip. Mağara Tapınağı’nın hemen aşağısındaki Altın Tapınak da yine altın rengi dev Buda heykeli ile görülmeye değer güzelliklerden.
Ülkenin iç taraflarında yer alan 180 metre yüksekliğindeki Sigiriya Kayası ve bu kayanın en tepe noktasına konumlandırılmış, 1600 yıllık geçmişe sahip kale mutlaka görülmesi gereken, UNESCO tarafından Dünya Kültür Mirası Listesi’ ne dahil edilmiş bir doğa ve tarih harikası. Yükseklik korkun varsa bu kayaya tırmanmak korkunu yenmek için harika bir motivasyon kaynağı olacaktır!
12 yüzyıla ait antik kent Polonnaruwa da UNESCO tarafından Dünya Kültür Mirası olarak kabul edilmiş, görülmesi gereken lokasyonlardan. İçindeki kraliyet sarayı, tapınakları ve kralın banyo yapması için inşa edilmiş havuz mutlaka ziyaret edilmeli.
Deniz tatili yapmak için gidenler ülkenin güney, doğu ve batı kıyılarındaki plajları ziyaret edebilirler. Yalnız denize girmek istiyorsan gideceğin plajın olduğu bölgenin Muson mevsiminde olmamasına dikkat etmelisin. Eğer gittiğin mevsim uygunsa Nilaveli plajından botlarla 10 dakikada gidebileceğin Güvercin Adası’nı mutlaka ziyaret etmelisin. Adanın etrafındaki rengarenk mercan resifleri ve balıkları görmek için tüplü dalış yapmana gerek yok, tek ihtiyacın bir deniz gözlüğü ve şnorkel. Sadece birkaç metrelik derinlikte bile okyanus canlılarını görebilir, gerçek bir görsel ziyafet çekebilirsin.
Ülkeyi ve insanını tanımak isteyenler büyük bir konfor beklentisi olmaksızın birkaç saatlik bir tren yolculuğu yapabilirler. Bu yolculuk sırasında trendeki ağaçlar, puslu dağlar, köy evleri ve daha pek çok görüntü size birkaç saat içinde ülkeyi, insanını ve doğasını tanıma fırsatı ve karşılaşacağın satıcılar, trene binenler ve inenler, istasyonlar, camdan baktığınızda karşınıza çıkan çay tarlaları, onlarca metre yükseklik.
Buddha’nın dişinin bulunduğu Diş Tapınağı’nın da yer aldığı kutsal şehir Kandy Sri Lanka’ nın ikinci büyük şehri olma özelliği taşıyor. Burayı da şehrin merkezindeki çarşıyı gezmek, Kraliyet Sarayını ve Çay Müzesini görmek için ziyaret edebilirsin.
Yemek Kültürü
Pirinç Sri Lanka mutfağının olmazsa olmaz tatlarından (zaten ülkeyi gezerken de pek çok pirinç tarlası ve üstlerinde çeşit çeşit su kuşları göreceksin). Sri Lanka’lılar sabah kahvaltısı da dahil olmak üzere ingilizcede rice&curry olarak bilinen pilav ve yanında bol köri baharatlı yiyeceklerini tüketiyorlar. Halkın çoğunluğu Budist olduğu için hemen hemen hiçbir yerde kırmızı et tüketilmiyor. Tavuk ve balık daha çok karşılaşacağın etlerden. Ancak yemekler o kadar lezzetli ve baharatlar o yemekleri o kadar özel kılıyor ki burada geçirdiğin süre boyunca hiç et yemesen bile yokluğunu hissetmeme ihtimalin çok yüksek. Ayrıca burada ülkemizde oldukça pahalı olan tropikal meyvelerin ve bu meyvelerin taze sıkılmış sularının da tadını çıkartmayı unutma.
Nasıl giyinilmeli?
Ülkeyi ziyaret etmek için ideal dönem Aralık, Ocak ve Şubat ayları ancak bu dönemler dışında gitmek durumunda kalırsan da birkaç önlemle rahat bir seyahat geçirebilirsin. Ülke genelde nemli ve sıcak olduğu için kesinlikle sentetik kıyafetler giyilmemesini, pamuklu gömlek, pamuklu tişört ve şort giyilmesini tavsiye ediyoruz. Hangi mevsimde gidersen git yanına mutlaka bir pantolon ve seni hem serin havalardan koruyacak hem de sıcak havada terletmeyecek merino yününden bir triko almayı da ihmal etme.
Fiyatlar
Fiyat birimi rupee ve 40 rupee yaklaşık 1 Türk Lirasına karşılık geliyor.
Genel fiyatları anlaman açısında bir litrelik suyun 150 rupee’ ye satıldığını söyleyebiliriz. Tarihi yerlerin, müzelerin girişi 25-30 dolar arasında değişiyor (ucuz olduğu söylenemez ve bu rakamlar sadece turistler için geçerli!).
Nelere dikkat edilmeli?
-Hangi mevsimde gidersen git yanına mutlaka güneş kremi al! Güneş ışınları çok sert geliyor ve hiç fark etmeden yanmana sebep olabiliyor!
-Aniden bastırma ihtimali olan muson yağmurlarına karşı çantanda hafif bir yağmurluk taşı, az da olsa ıslanırsan da umursama ve yağmurun tadını çıkar. Hayatında kaç defa muson yağmurunda ıslanma fırsatın olacak?
-Sivrisinekler tarafından rahatsız edilmek istemiyorsan yanına sinek kovucu spreylerden almanda fayda var.
-Tapınaklara omzu açık, kısa kıyafetlerle girmek yasak. Dolayısıyla tapınaklara gideceğin zaman pantolon ve yarım kollu tişört giymeyi unutma.
-Hiçbir zaman Buda heykellerine arkanı dönerek fotoğraf çektirme!
-Özellikle alışveriş ve araç kiralama sırasında mutlaka pazarlık yap çünkü bir yerde sana 1500 rupee’ ye satılmaya çalışılan bir şeyin aynısını başka bir yerde 150 rupee’ ye görme ihtimalin var!
Maceracı ve yeni kültürler tanımayı seven bir yapın varsa bu egzotik ve renkli ada ülkesi Sri Lanka tam sana göre. Farklı dinlerin bir arada yaşadığı, halkının her zaman güler yüzlü ve misafirperver olduğu, tarihi dokusundan yemek kültürüne kadar her şeyiyle çok etkileyici bu topraklar mutlaka görülmeye değer. Uçak biletini al, seyahatini planla ve hayatın boyunca unutamayacağın deneyimler yaşayacağın bir tatile hazırlan.