Filmler, öyküleriyle olduğu kadar sundukları stil anlayışıyla da hatırlanır…
Dünya sinemasına yön veren pek çok hikâyede, karakterlerin giydiği kıyafetler de önemli bir rol oynar. Tercih edilen aksesuarlar, dikkat çekici kostümler ve çok daha fazlası filmin stil anlayışına dair önemli fikirler sunar. Bu sayede film, çekildiği dönemin dışına ulaşmayı başaran eşsiz bir yapıta dönüşür.
İşte geçmişten bugüne iz bırakan stil sahibi 3 film!
The Godfather, 1972
Godfather bir mafya öyküsünden çok daha fazlasıdır…
Michael Corleone rolünde olan Al Pacino beyaz bir gömlekle giyilen sivri yakalı ve düğmeli takımı ile hafızalara kazınmıştır. Pacino’nun film boyunca giydiği farklı kıyafetler Hollywood’un ödüllü kostüm tasarımcısı Anna Hill Johnstone’un çalışmalarıdır. Bu stil anlayışı, karakterin masum ve altın çocuk figürü olmaktan çıkıp canavarca güçlü mafya patronuna evrilişini çok etkili bir biçimde resmeder.
Filmdeki takım elbiseler, filmin kaotik ruhuna dair temsiller barındırır. Bazen düz bir şapka, bazen bir yelek, bazen de yakalı bir gömlek sayesinde karakterlere dair önemli ipuçları yansıtılır. Düğün sahnesinde de şık bir smokine ince siyah kravat ve beyaz yaka çiçeği eşlik eder. Bu sadelik ve karakterin ruhunda giderek yükselen fırtına birleştikçe ortaya eşsiz bir kontrast çıkmaktadır.
Reservoir Dogs, 1992
Dünyanın en büyük e-ticaret firmalarından biri olan Amozan, birçok farklı ürün grubunda tüketicilerin ihtiyaçlarını karşılıyor. Elektronik ürünlerden mutfak ürünlerine, ev dekorasyonundan modaya kadar çok çeşitli ürün ağı sizi bekliyor.
Kitapyurdu
Reservoir Dogs her yönüyle bir başyapıt olmayı başarmıştır.
Film dünya sinema tarihinin yanı sıra erkek modasına da önemli katkılar sunmuştur. Harvey Keitel, Tim Roth, Steve Buscemi, Michael Madsen ve elbette Quentin Tarantino… Filmdeki karakterler, klasik bir siyah beyaz takımın ne denli stil sahibi bir etki yaratabileceğinin en gerçekçi kanıtıdır. Siyah takım elbiseye beyaz gömlek ve ince kravat görünümü eşlik eder. Filmde kullanılan stil detayları 1992 itibariyle önemli bir moda dalgası yaratmayı hedeflemiştir.
Filmde geniş yer bulan takım elbiseler 80’lerin büyük pilili pantolonlarına meydan okuyordu. 90’ların büyük ebatlara sahip takım elbiselerine göre de daha fit bir imaj çiziyordu. Reservoir Dogs karakterlerine giydirilen takımlar erkek fiziğini ortaya koyan bir stil anlayışının yansımalarıydı. Bugün Hollywood yıldızlarını giydiren Hollywood stilisti Michael Fisher da filme atıfta bulunmayı sürdürür. Basit, etkili ve üniforma benzeri takım elbiselerin hâlâ erkekler için önemli bir giyim referansı teşkil ettiğinin altını çizmektedir.
La Dolce Vita, 1960
La Dolce Vita filmi İtalyan sinemasının değerli bir örneğidir…
Film, başarılı karakterleri ve anlatım diliyle büyük yankı uyandırmıştır. Fellini sinemasının kült eserleri arasında yer alan film, İtalyan modasına dair önemli izler taşır. Kadın elbiselerinde diz boyu ve düşük kesimli sırt kısmı son derece muntazam dengelenmiştir. 1950’lerin cazibesini ve 1960’ların başlarındaki şıklığı özetleyen bu elbiseler muhteşem gözlüklerle bütünleşmiştir. Anita Ekberg’in yerçekimine meydan okuyan askısız elbisesi filmin unutulmaz detayları arasındadır.
Erkek karakterler için de durum pek farklı değildir… Şıklığın görkemli yönü onların da filmin stilini güçlendiren unsurlara dönüşmesine olanak sağlamıştır. Özel dikim ince smokin ile birleşen papyon, şık Fransız manşetleri, büyük kol düğmeleri ve koyu güneş gözlükleri karakterlere çarpıcı bir imaj kazandırır. Gece de kullanılan güneş gözlükleri oldukça havalı aksesuarlar olarak hafızalardaki yerini almıştır. Takım elbiselerin yanı sıra geniş kesimli kazaklar ve pantolonlar da La Dolce Vita evrenine ait önemli stil parçalarıdır.