Toplumsal modernleşmeyle birlikte yaygınlaşan hızlı tüketme alışkanlığı okuduğumuz ve izlediğimiz şeyleri de belirleyici hale geldi. Özellikle de sosyal medyanın artan etkisiyle birlikte çok konuşulan bir yapımı düşünmeden izliyor, ihtiyacımız olsa da olmasa da fazlaca tüketiyor ve hatta seri bir şekilde üretiyoruz da. Bu hızlı tüketilen kültürel ögelerin bütünü, bizi popüler kültür dediğimiz bir kavramla karşı karşıya getirdi.
Satın aldıklarımızın, okuduklarımızın veya izlediklerimizin ne kadarını gerçekten isteyerek ya da özgür irademizle seçerek tercih ediyoruz? Bu konuya ışık tutmak istedik ve yaşadığımız postmodern çağda yani günümüzde popüler kültürü anlamak için hangi kitaplar okunabilir, Hemington Mag okurları için ele aldık!
1. Popüler Kültürü Anlamak-John Fiske
Dünya çapında dersler veren bir medya akademisyeni ve kültür teorisyeni olan John Fiske, popüler kültürün eleştirel analizi ve medya alanlarında çalışmalar yapan bir isim. Popüler Kültürü Anlamak isimli kitabında da “Popüler kültür nedir?”, “Popüler kültür, kitle kültüründen nasıl farklılaşır?”, “Popüler kültür metinleri bir toplumdaki toplumsal cinsiyet, ırk ve sınıf dinamikleri hakkında neler söyler?” gibi çok önemli konulara parmak basıyor.
Fiske’in bu kitabıyla popüler kültür ile kitle kültürü arasındaki farkların okumasını yapabilir, bireylerin kendi anlamları ve ifade biçimlerini yaratmak üzere kullandığı ürünlerin nasıl popüler kültürü oluşturan parçalar haline geldiğini öğrenebilirsiniz.
2. Frankfurt Okulu-Kolektif
Adorno, Horkheimer, Benjamin, Marcuse, Fromm ve Habermas gibi birtakım entelektüeller kapitalizm ve faşizm için alternatif sayılabilecek görüşlerini Frankfurt Okulu çatısı altında toplayan düşünürler. Frankfurt Okulu’na nüfuz eden en kapsamlı ve derinlikli makaleleri bir araya getirerek dönemlerinin en verimli ve ses getiren çalışmalarına imza atan bu isimler, popüler kültür ve medya eleştirileriyle de bugün pek çok çalışmaya referans olmaya devam ediyorlar. Kolektif bir aklın ürünü olan Frankfurt Okulu, ağır bir dile sahip olsa da popüler kültürü anlamak için tercih edebileceğiniz kaynak kitaplardan biri.
3. Cesur Yeni Dünya-Aldous Huxley
İngiliz yazar Aldous Huxley’in 1932 yılında yayımladığı eseri, distopya edebiyatının en ses getiren örnekleri arasında. 26. yüzyıl İngiltere’sinde geçen eserde kurgulanan evrende maddiyat ve tüketim yüceltilirken insan, bu düzende yalnızca bir ürün olarak kendine yer buluyor. Eserdeki zamandan “Ford’dan sonra 632 yılı” olarak bahsediliyor, Henry Ford’un üretim bandını icat etmesi dönemin insanları tarafından yeni bir milat.
Huxley, hiciv türünde yazdığı Cesur Yeni Dünya’da eleştirel bakış açısını hayal gücü ve kara mizah ile harmanlayarak geleceğin modern toplumuna da ağır bir insanlık dersi veriyor.
4. Dövüş Kulübü-Chuck Palahniuk
Beyaz perdenin en sevilen ilk 100 filmi arasında kendine yer bulan ve popüler kültürü anlatan filmlerden biri olan Fight Club, aslında bir roman uyarlaması. Türkiye’de popüler kültür ögelerinden biri haline gelen bu film, tezattır ki tüketim kültürüne ve dolayısıyla popüler kültüre ağır eleştiri içeriyor.
Chuck Palahniuk’un 1996 yılında yayımladığı Dövüş Kulübü, bir anti-ütopya öyküsünü anlatıyor. Yaşadığı hayattan nefret eden ve motivasyonu kanser dayanışma gruplarında arayan bir adam, aynı grubun müdavimi toplum kaçkını bir kadın ve mutsuzluklarla dolu dünyaya kendi yöntemleriyle saldıran yarı çılgın bir intikam meleği olan Tyler Durden… Tyler’ın felsefesine göre tüketim kültürünün uyuşturucu etkisinden kurtulmanın yolu, fiziksel acıyla tanışarak yeniden doğmak.
Chuck Palahniuk’un büyük ses getiren bu ilk romanı, tüketim kültürüne, güzellik idealine, hırslara, hiyerarşiye ve iş dünyasına sert bir eleştiri yöneltmekle kalmıyor; yaşadığımız dünyanın çirkin yüzüne de bir ayna tutuyor. İçinde bulunduğumuz dünyayı anlamak ve üzerine kafa yormak için okumanız gereken bir kitap.
Beyaz perdeden söz etmişken: Türk Sinema Tarihinin En Sevilen 10 Filmi
5. Gösteri Peygamberi-Chuck Palahniuk
Gösteri Peygamberi, Palahniuk’un en az Dövüş Kulübü kadar ses getiren bir eseri. Yalnızlık, yabancılaşma, şiddet, pornografi, tüketim çılgınlığı ve şöhret açlığı gibi konulara parmak basan ve medyanın sayısız yalanla kirlendiği bir zamanı anlatan bir roman bu. Tüketim toplumunun hastalıklı ve anlamsız yaşam biçimi romanın başkahramanı olan Tender Branson’ın gözünden tüm çıplaklığıyla gösterilirken, okur da düşünceden düşünceye sevk ediliyor. Medya, şöhret ve popüler kültüre yönelik sivri dilli bir eleştiri içeren bu kitabı mutlaka okumalısınız.
6. Gösteri Toplumu-Guy Debord
Kapitalizm üzerine olan teorik eleştirileriyle tanınan Guy Debord, sanat ve sinema alanındaki radikal eserleriyle de ün kazanan bir isim. Gösteri Toplumu adlı eseri başlı başına bir umutsuzluk kitabı. Hapishane halindeki bir dünyada yaşadığımızı gözler önüne seren bu kitap; Antik Çağ’dan günümüze, şehircilikten turizme ve tüketim soytarılığına kadar her alana uzanan bir yolculuğu kapsıyor. Hakikati yüzümüze bir tokat gibi çarpan Debord, Gösteri Toplumu’nun labirentlerinden çıkış olmadığını söyleyecek kadar da karamsar bir bakış açısına sahip. Ancak bu karamsar bakışı bir o kadar da aydınlatıcı. Gösteri Toplumu, okuma listenizde muhakkak yer vermeniz gereken bir eser.
Ufkunuzu açacak seyirliklere de göz atın: 2021’de Mutlaka İzlemeniz Gereken Netflix Belgeselleri
7. Öteki Dünya-J.G. Ballard
Yeni Dalga’nın temsilcilerinden ve başarılı bir bilim kurgu yazarı olan J.G Ballard’ın Öteki Dünya’sı, Gösteri Toplumu’na benzer eleştiriler içeren bir kurmaca. İşsiz bir reklamcı olan Richard Pearson, yaşadığı kasabanın alışveriş merkezinde öldürülen babasına veda etmek için Brooklands’e gidiyor. Durmaksızın hareket eden yürüyen merdivenler, 24 saat çalışan dev ekranlar ve ellerinde poşetlerle tüm vaktini burada geçiren insanların ardında uğursuz bir şey gizlendiğine inanan Pearson, bu taşra kasabasında kalmaya karar veriyor.
Devasa kubbesiyle her yerden görülebilen alışveriş merkezi, beklenmedik ölüm hikayesi, tüketim ve şiddetin hüküm sürdüğü taşra kasabasıyla yozlaşmış ve bir o kadar da tanıdık olan modern dünya tasvirini en canlı ve ürkütücü haliyle gözler önüne seren Ballard, içinde bulunduğumuz sistemi ve sınırsız tüketimi fütüristtik bir hayal gücüyle anlatıyor.
Bu da ilginizi çekebilir: Teknolojik Gelişmelerle İlgili 10 Fütüristik Tahmin
1 yorum
[…] Sanat […]
Yorumlara kapalıdır.