Hepimiz anlamlı bir yaşamın ve doyumlu ilişkilerin sırrını çözmenin peşindeyiz. Bu sırra ermek için kendimize özgü yöntemler deniyoruz ancak ne kadar başarılı olduğumuz tartışılır. Çevremize ve kendimize baktığımızda, pek azımızın yaşamından ve ilişkilerinden hoşnut olduğunu görüyoruz. Peki hayat gerçekten bu kadar karmaşık ve çözümlenemez bir şey mi? Mutlu ve huzurlu olmak, ikili ilişkilerde tatmini yakalamak imkansız mı? Elbette imkansız değil ancak bu soruların cevaplarına ulaşmak için katedilmesi gereken yol biraz meşakkatli.
Önce kendini tanımak ardından da cesur bir şekilde hayatı ve ‘gerçeği’, iyisi ve kötüsü ile yaşamayı göze almak gerekiyor. Bu süreçte tamamen yalnız değiliz elbette. Kimi zaman bize destek olan ailelerimiz, dostlarımız var; kimi zaman ise bu konulara yıllarını vermiş uzmanlar ve onların yazdıkları kitaplar var. İşte bu kitaplardan biri de Psikiyatrist Gülcan Özer’in, uzun yıllara dayanan bireysel ve çift terapistliği tecrübelerini bir süzgeçten geçirerek yazdığı ‘Herkes Kendi Hayatının Kahramanı’ isimli kitabı. Bu kitapta hap niteliğinde pek çok durum tespiti ve öneri var. Hap derken elbette mucizevi formülleri ya da ‘Mutlu İlişki İçin 5 Yöntem’, ‘Aşkta Başarı İçin 8 Taktik’ gibi öneriler veren yazıları kast etmiyoruz. Özer, yıllarını geçirdiği terapist koltuğunda oturup dinlediği ve yoldaşlık ettiği danışanlarının, yaşamları boyunca yollarına çıkan taşları ve bu taşların nasıl çekilip yolun açılacağını son derece konsantre ve net bir biçimde anlatmış (Üstelik bunu son derece samimi bir dille yapmış.
Öyle ki, kitap dile gelip konuşsa, hiç susmasın, anlattıkça anlatsın istersin). Ayrıca kitabı okuduğumuzda anlıyoruz ki, hangi aileden gelirsek gelelim; eğitim durumumuz, iş hayatımız, ünvanlarımız ne olursa olsun, hepimizin derdi ortak. Bu ortak dertlerin çözümleri de aşağı yukarı birbirine benziyor. Yeter ki kişiler dürüstçe kendilerine bakmayı, gerçeklerle yüzleşmeyi göze alsınlar…
Kitaptan bizi etkileyen birkaç cümleyi aşağıda paylaşıyoruz. Eğer ailene, ilişkilerine, geçmişine ve geleceğine bakmaya cesaretin varsa, kitabı okumanı ve zihnini açmanı tavsiye ederiz. Unutma, ‘Hayat bir içe bakma oyunudur’.
-Kendini, isteklerini, ihtiyaçlarını olmazsa olmazlarını fark etmek ve aktarmak iyidir.
-Hepimiz ailemizin izlerini taşıyoruz. Bu bazen arkada bırakacağımız yük bazen ise yolumuzu aydınlatan ışık oluyor.
-İnsanın kendisiyle, geçmişiyle ve muhtemel geleceğiyle iyi geçinebilmesinin ön koşulu; kendisini, geçmişini ve geleceğini iyi okuyabilmesidir.
-Bireyselleşen kişi anne babasının çocuğudur, uzantısı değil. Düşünendir, karşı çıkandır, destekleyendir, ezber bozandır, cesur olandır.
-Başımıza gelen talihsiz insanlar veya olaylar ıstırabı yaşanıp, mesajı alındıktan sonra bırakılmalıdır ki özgürleşelim, kendimize dönelim, olgunlaşalım, pişelim. Yoksa hayat akar biz seyrederiz.
-Hayat bir içe bakma oyunudur.
Eğer burada okudukların ilgilini çektiyse, Gülcan Özer’in ‘İlişkinizde Bu Günahları İşlemeyin’ başlıklı çok sevilen TEDx videosunu da izlemeni tavsiye ederiz.