Sizi 1908 yılının Paris’ine götürelim ve Pablo Picasso ile Georges Braque’ın öncülüğünde gelişen bir sanat akımı olan Kübizmin nasıl ortaya çıktığına bakalım.
Bir rivayete göre akımın isim babası ressam Henri Matisse’tir. 1908 yılında Sonbahar Salonu’nun jürisinde yer alan Matisse, Braque’ın “L’Estaque” resimlerini şematik olarak küçük küplere benzetmiş, eleştirmen Louis Vauxcelles bu benzetmeden esinlenerek “Kübizm” ismini ortaya atmış.
Kübizmin Ateşli Taraftarı Bir Şair
Şair ve eleştirmen Guillaume Apollinaire 1911’de yazdığı bir yazıda, fırça darbelerine alışık olan izleyici için Kübizmin devrim niteliğinde bir sanat akımı olduğunu, bir şeyi yalnızca küp küp resmetmek demek olmadığını vurgulamıştır. Ona göre Kübizm, çizgiye ve biçime odaklanarak yepyeni bir görsel dil yaratmıştır.
Geleneksel Resim Anlayışına Başkaldırı
Geleneksel perspektif kurallarına başvurmadan da resim yapılabileceğini gösteren Kübizm’in Batı sanatının yüzyıllardır benimsediği anlayışı yerle bir etmesiyle gerçekten devrim niteliği taşıdığını söyleyebiliriz.
Yeni Bir Zaman-Mekan İlişkisi
Einstein’ın 1905 tarihli Görecelik Kuramı ve atomun parçalanmasının Kübizm’in geometrik formlarına ve görsel diline etki ettiği de iddia edilmiştir. Kübist ressamlar arasında şüphesiz en popüler olan isimlerden Picasso ise Kübizmin resim dışında bir ilgisi olmadığını söylemiştir.
Kübizme Giden Yol Avignonlu Kızlar’dan Geçer
Pablo Picasso’nun 1907 yılında yaptığı Avignonlu Kızlar resmi, Kübizmin temellerinin atıldığı yapıt olarak kabul edilir. Estetik güzelliğin ne olduğuna dair kalıpları yıkan bu resim, modern sanat tarihinin açılış sayfası olarak da kabul edilir.
Avignonlu Kızlar tam anlamıyla Kübist değildir. Renkselliği ve dışavurumcu özelliği ile Kübist sanatın estetik algısının uzağındadır. Fakat o zamana kadar hiç yapılmamış olan resimsel sorunların çözümüne işaret ettiği için Kübizme yol açmıştır.
Üç boyutlu nesneleri iki boyutlu yüzey üzerinde göstermenin bir olanağı olarak görülen Avignonlu Kızlar’da figürler şematize biçimde resmedilmiş, hem cepheden hem de profilden gösterilmiştir.
Geometrik Formları ile İlham Olan Bir Ressam: Paul Cézanne
Cézanne’ın doğadaki nesneleri koniler, küreler ve silindirler gibi algılayarak geometrik bir öz halinde resimlerinde kullanması, Picasso ve Braque’ı derinden etkilemiştir.
1908-1912 yılları arasında Analitik Kübizm olarak adlandırılan dönemde Picasso ve Braque, nesneleri adeta optik bir parçalanmaya tabi tutmuş, parçalanmış yüzeyleri, nesnelerin farklı açılarını cam kırıkları gibi üst üste bindirerek resim geleneğindeki “espas”ı tuvallerinden çıkarmışlardır.
1912-1914 yıllarında Sentetik Kübizm denilen dönemde ise bu iki ressam; kumaşlar, kağıtlar ve atık malzemelerle kolaj tekniğini kullanmıştır.
- yüzyıl Batı sanatı akımları arasında yer alan Kübizm, doğayı taklit etmemesi, geometriyi ve üç boyutu tuvale taşımanın görsel dilini bulması bakımından sonraki birçok sanat akımı için ilham verici olmuştur.
Etnografik nesnelerin sadeliğinin de Kübizme ilham olduğunu söyleyelim ve kapanışı Georges Braque’ın sözleriyle yapalım: “Primitif resme cazibesini ve etkisini kazandıran sınırlardır. Sınırları gereksiz yere aşmak, sanatsal yozlaşmaya neden olur.
Bunlar da ilginizi çekebilir:
Geçici Dünyayı Büyük Bir Özenle Resmetmek
Doğadan İlham Alan Sanat: Art Nouveau