Ki-Taek fakir ve işsiz bir adamdır. Karısı, oğlu ve kızıyla Seul’un arka mahallerinden birinde, böceklerin istila ettiği köhne bir evde mahrumiyet içinde yaşamaktadır. Bir gün Ki-Taek’in oğlu Ki-Woo, son derece varlıklı bir ailenin evinde özel eğitmenlik işi bulur ve çok geçmeden kendi ailesiyle birlikte Park ailesinin hayatının bir parçası olmaya başlar.
Güney Kore’nin Oscar Adayı olan ‘Parazit’ filmi, Cannes Film Festivali’nde Altın Palmiye ödülü kazandı. Bong Joon Ho’nun yönettiği filmde Song Kang Ho, Jo Yeo Jeong, Park So Dam ve Choi Woo Sik başrolleri paylaşıyor.
Altın Palmiye ile başarısını taçlandıran ‘Parazit’, gösterime girdiği ilk andan itibaren izleyiciden de çok güzel tepkiler aldı. Eleştirmenlerin ‘şahaser’ olarak yorumladığı film yönetmeninin de tartışmasız en iyi filmlerinden biri.
Bu hikayedeki herkes ‘parazit’
Parazit, Güney Kore’nin içinde bulunduğu sisteme karşı çağdaş göndermelerde bulunsa dahi sınıf ilişkileri üzerinden baktığımızda evrensel bir hikaye. İlk izlenimle zengin evine sızan Kim ailesini ‘parazit’ olarak düşünebiliriz ancak ileri düzeyde refahın verdiği tembellik ve ataletle günlük yaşamı sürdürmede yanlarında çalışanlara muhtaç hale gelmiş varlıklı Park ailesinin fertlerini de ‘parazit’ olarak tanımlamak yanlış olmaz.
Filmin yönetmeni Joon-Ho, ‘Parazit’ hakkında basın mensuplarına verdiği kapsamlı bir söyleşide; gençlik yıllarında bir süreliğine zengin bir ailenin kızına İngilizce öğrettiğini ve bu döneminden onda kalanların filme yansıdığını belirtiyor. Filmin ortaya çıkış sürecini anlatırken yönetmen, İngilizce öğrettiği o kişiyle ilgili olarak “İçime girmiş bir parazit gibiydi, uzun yıllar onu dışarıya çıkaracağım günü bekledim” ifadesi kullanıyor. Anlaşıldığı kadarıyla yönetmen, kendi hayatından referanslarla kendine özgü bir dünya kuruyor.
‘Parazit’, sınıf ilişkileri üzerine çarpıcı tespitler yaparken mizahı da elden bırakmıyor. Yönetmenin belki de en büyük başarısı ayrıca; filmde kişileri kesin çizgilerle iyi ya da kötü olarak konumlandırmaması… Filmde; karakterlerin her hareketinin, attığı her adımın bir ihtiyaçtan veya yoksunluktan kaynaklandığını vurgulayan noktalar görmek mümkün.
Bong Joon-Ho, türler arasında ustaca sörf yapan ilginç bir yönetmen. Mizahi tonun gerilime, giderek bir korku filmine dönüştüğü yapım sürprizleriyle izleyiciyi etkilemeyi başarıyor. Halen izlemediyseniz tavsiye ediyoruz.