Yaşadığımız şehirlerde betonlaşma artıyor, hayatlarımız hızlanıyor ve dijitale olan bağımlılığımız giderek yükseliyor. Doğal ve dingin bir hayattan uzaklaştıkça daha sağlıklı yaşamaya, daha doğal beslenmeye, evimize daha çok bitki almaya, kısacası doğayı şehirlerdeki kapalı ve sıkışmış hayatlarımıza daha çok dahil etmeye çalışıyoruz. Bunun bir sonucu olarak, son yıllarda ‘bitkilerden gelen şifa’ konusu da giderek popülerleşmeye başladı. Ayrıca mevsim geçişlerinin bağışıklık sistemimizde yarattığı sarsıntıları da düşünürsek, içinde bulunduğumuz ay, bağışıklığımızı güçlendirecek birkaç şifalı bitkiyi tanımanın tam sırası. Eskiler ne demişler? ‘Tedbir tedaviden iyidir’. Birazdan okuyacağın bağışıklık sistemini güçlendiren bitkilerin bazılarının adını hayatında hiç duymamış olabilirsin! Ancak hepsi en yakın aktarda bulunabilecek bitkiler.
Adaçayı
Kuzey Akdeniz kıyılarında doğal olarak yetişen adaçayı, pek çok rahatsızlığa iyi gelen aromatik bir bitki. Fransızlar adaçayına ‘her şeye iyi gelen’ anlamında ‘toute bonne’ ismini vermişler. Adaçayı boğaz ağrısı, bademcik iltihabı, soğuk algınlığı, bronşit, mide-bağırsak hastalıkları ve aşırı terleme gibi pek çok rahatsızlığa iyi geliyor. Aynı zamanda kadim bilgiler gösteriyor ki adaçayı zihni temizliyor ve hafızayı güçlendiriyor. Özetle hem bedensel hem de zihinsel olarak yoğun bir dönemden geçen kişiler için, özellikle de soğuk havlarda ya da mevsim geçişlerinde kullanımının çok faydalı olduğunu söyleyebiliriz. Burada dikkat edilmesi gereken nokta, bu kadar güçlü bir bitkinin çok fazla miktarlarda ve sürekli olarak tüketilmemesi gerektiğidir. Örneğin günde bir defa içerek bir-iki haftalık kürler yapmak fazlasıyla yeterlidir. Aynı şekilde hastalık süresince de kararında kullanıp, iyileştikten sonra bırakılmalıdır.
Kullanım şekli: Bir bardak sıcak suya, bir çay kaşığı adaçayı koyulur ve 10 dakika bekledikten sonra süzüp içilir. Bu karışım biraz ılındıktan sonra ağız ya da boğaz gargarası olarak da kullanabilir.
Ginseng
Ginseng Çin, Kore ve Hindistan’da binlerce yıldır kullanılmakta olan ve bitkilerin kıralı olarak anılan bir bitki türü. Eski Hint metinlerinde sihirli özelliklere sahip, yaşam verici bir bitki olduğu söylenirmiş. Uzak Doğu’da ise ginsengin tüm vücudu ve vücut sistemlerini canlandırdığına inanılırmış ve ilaçtan ziyade vücudun doğal savunmasını güçlendirdiği düşünülürmüş. Ginsengin günümüzde diyabet kontrolünde, kolesterolü azaltmada, zihinsel açıklık sağlamada, sinir ve bağışıklık sistemini güçlendirmede işe yaradığı tespit edilmiş. Bu bitkide tedavi amaçlı kullanılan kısım, bitkinin kökü.
Kullanım şekli: İnce dilimlenmiş 8-10 ginseng kökü 3 bardak suyla birlikte tencereye konulur ve 15 dakika kaynatılır. Süzdükten sonra çay ister sıcak, ister buzla birlikte soğuk olarak tüketilebilir.
Kedi Pençesi
İlk olarak Orta ve Güney Amerika’nın tropikal bölgelerinde ortaya çıkmış olan Kedi Pençesi, pençeye benzeyen dikenleri sebebiyle bu ismi almış. 1970’li yıllar itibariyle Avrupa’ya ve dünyanın geri kalanına yayılmış olan bu bitki; ateş ve bağırsak rahatsızlıklarının tedavisinin yanında bağışıklık sistemini güçlendirme amaçlı kullanılıyor. Çok güçlü anti enflamatuvar (iltihap önleyici) etkisi sebebiyle romatizmal artrit gibi hastalıklara da çok iyi gelebiliyor. Tedavi amaçlı olarak bitkinin kökü ve kabuğu kullanılıyor. Yalnız çok güçlü etkileri olan bir bitki olduğu için, otoimmün hastalığa sahip olan ya da diyabet için ilaç kullanan kişilerin bu bitkiyi kullanmaması gerekiyor.
Kullanım şekli: 4 bardak kaynar suya 1 çay kaşığı Kedi Pençesi kökünün kabuğunu koyulur ve 15 dakika kadar kaynatılır. Bu çay günde iki bardak içilebilir.
Geven
Geven bakla ailesinden gelen ve ilk olarak Asya’da ortaya çıkmış bir bitki türü. Kadim Çin’li bitki bilimciler, geveni bitkinlikle savaştığı ve hastalıklara karşı bağışıklığı güçlendirdiği için överlermiş. Günümüzde Batı’da bitkisel tedavi uygulayanlar ise bu bitkiyi, ‘adaptojen’ yani bedeni fiziksel, zihinsel ve duygusal streslerden koruyarak bağışıklık sistemini güçlendiren bir bitki olarak tavsiye ediyorlar. Gevenin diğer kullanım alanlarını ise astım, grip, alerji, sindirim sistemi bozuklukları, üst solunum yolu enfeksiyonları ve soğuk algınlığı tedavisi oluşturuyor. Geven kökü, virüs ve bakterileri bizi hasta etmeden önce bedenimizden uzaklaştırma özelliğine sahip bir bitki olması sebebiyle çok önemlidir.
Kullanım şekli: 3 yemek kaşığı kurutulup doğranmış geven kökü, 2 bardak su ile kaynatılır ve demlendikten sonra içilir.
Altınmühür
İlk olarak Amerika’da yerli kabilelerin güzel bir sarı renk elde etmek için kullanmaya başladıkları altınmühür, Avrupalı göçmenler tarafından 1700’lü yıllarda tıbbi amaçlı olarak kullanılmaya başlanmış. Günümüzde altınmühür mideyi yatıştırmak ve sindirime yardımcı olmak amacıyla kullanılır. Antiseptik özelliği sebebiyle deri ve göz iltihaplarından; sinüzit, boğaz iltihabı ve aft gibi rahatsızlıklara kadar kullanımı yaygındır.
Kullanım şekli: Keskin bir tadı olduğu için altınmühürün çay olarak tüketilmesi pek mümkün değil. Ancak ağız ve boğazdan zararlı bakterileri uzaklaştırmak adına, altınmühür gargarası yapılabilir ve bu karışım ile ağız çalkalanabilir. 1 çay kaşığı altınmühür, 1 bardak suda kaynatılıp demlenir. Bu karışım soğuduktan sonra ağızda 10-15 saniye çalkalandıktan sonra tükürülür. Bu şekilde ağız gargarası günde 3 defa tekrarlanabilir ve her 2-3 günde bir yapılabilir.