Birçok kişiye ‘ölmeden önce en çok görmek istediğiniz ülke?’ sorusu yönelttiğinizde Kamboçya cevabı alırsınız. Kamboçya coğrafyası ve tarihiyle gezginler için adeta dünya üzerinde bir cazibe merkezi olarak anılır.
Bölgedeki insan yerleşimi M.Ö. 6 bin yıl öncesine dayansa da Kamboçya, ‘genç ülke’ olarak adlandırılıyor. Khmer İmparatorluğu olarak da bilinen ülke, Tayland ve Vietnam’a komşu ve şu anda nüfusu yaklaşık 15 milyonu bulmakta.
Erken uygarlıklar
Kamboçya, kuzeybatısında yer alan Battambang eyaletindeki Laang Spean (Köprü Mağarası) ev sahipliği yapmaktadır. 1960’larda Fransız arkeologlar tarafından kazılan mağarada dönemin karakteristik taş aletlerinin yanı sıra Neolitik dönemden kalma toprak seramiklerini de görmek mümkün. Kamboçya, özel tarihi alanlardaki tarih öncesi kalıntılarıyla hayli zengin bir ülke.
M.S. 3 ve 6. yüzyıllar arasında bölgede gerçekleşen Funan dönemi ve Chenla dönemi, kültürel açıdan önemli krallıklardır. Bu her iki medeniyet de Hindistan’la yapılan ticaretten büyük ölçüde etkilenmiş ve daha sonraki Khmer kültüründe önem kazanan birçok Hindu dini inancının benimsenmesine yol açmıştır. Vaktiyle bu krallıkların tüm bölgede büyük iktidar yetkileri olması pek olası değildi fakat ticaret ve evlilik ile desteklenen bazen de birbirleri ile savaşan farklı devletler veya beyliklerdi.
Bağımsızlık
Daha yakın tarihe gelirsek II. Dünya Savaşı, Japonların Kamboçya’yı işgal ettiği noktada tüm bölgeye daha fazla istikrarsızlık getirdi. Kral Sihanouk, ABD ve Vietnam karşısında ülkesini savunmasız bırakmadı. Sihanouk 1953’te ülkesi için mücadele etti ve tamamen bağımsız olmayı başardı.
Kamboçya’da şu anda ebeveynlerinin aksine, en azından biraz eğitime erişimi olan ve yükseliş sayesinde küresel etkilere maruz kalan genç bir nesil var. Bununla birlikte, eski nesillerin birçoğu anlaşılabilir bir şekilde değişim korkusu ile ülke üzerindeki politik tarihi yükü Kamboçya’nın gelişimi üzerinde hala ağır bir yük olarak tutmakta. Genç kuşağın Kamboçya için olumlu bir gelecek getireceği umulurken, turistlerin yoğun olarak gittiği Siem Reap şehrini ve Angkor Wat tapınaklarını mutlaka görmelisiniz.
Mayıs ve ekim arasında yağışlı geçen ülkede hava sıcaklığı 22 dereceyken, kasım – nisan arasında ise hava sıcaklığı 40 dereceyi bulabiliyor. Karantina sonrası uçuşlar başladığında ilk fırsatta eşsiz doğasını görmek ve bahsettiğimiz tarihi dokusunu koklamak için Kamboçya’nın yolunu tutmanızı öneririz. İyi yolculuklar!